30 Eylül 2015 Çarşamba

ŞEMSİYELİ ŞEMPANZE








ŞEMSİYELİ ŞEMPANZE
( Masalın ilk betimleme kısmı buğulu, yavaş ve heyecanlandırıcı bir ses tonu ile okunur)
Dünyanın çook çok uzak ülkelerinden birinde, Amazon adı verilen yağmur ormanları varmış. Bu ormanlara 1 yıl içinde bir denizi dolduracak kadar çok yağmur yağarmış. Amazon ormanları öylesine büyükmüş ki; içine bir giren bir daha yolu bulup içinden çıkamazmış… Bu ormanın insan eli değmemiş, kuytu bir köşesinde bir şempanze ailesi yaşarmış. ( insan eli değmemiş ne demek? Peki kuytu ne demek?)  Bu ailede anne şempanze, baba şempanze ve yavru şempanze varmış. Şempanze ailesi bütün gün ağaçların dallarından oradan oraya zıplar dururmuş. Ormanda buldukları yemişlerle beslenir, muzu da çok severlermiş. Yavru şempanze çok meraklıymış. Her şeyi çok merak eder, sorular sorar, her şeyi öğrenmek istermiş. Anne şempanze ve baba şempanze ise, yavru şempanzenin her sorduğuna cevap verirmiş. Eğer anne ve baba şempanze, yavru şempanzenin sorduğu soruyu bilmiyorsa hep birlikte araştırıp öğreniyorlarmış. Yavru şempanze bu sayede o kadar fazla şey öğrenmiş ki; neredeyse dünyadaki her şeyi bildiğini zanneder olmuş. Oysaki dünyada öğreneceği daha çok şey var değil mi…?
Günlerden bir gün çok yağmur yağmaya başlamış. Ee.. adı üstünde yağmur ormanı. En çok yağmur burada yağar. O günkü yağmur öylesine şiddetliymiş ki, ağaçların dalları kırılmış hatta ağaçlar devrilmiş. Karıncaların yuvalarına, yılanların deliklerine su basmış… Yavru şempanze o gün ilk kez yağmurdan korkmuş. ( sen yağmurdan korkar mısın?) Yağmur dindikten sonra anne şempanze ve baba şempanze, yavru şempanzeyi alarak nehirin kıyısına yiyecek aramaya inmişler. İnmişler inmesine ama yağmur her şeyi silip süpürmüş. Etrafta ne yiyecek bir şey kalmış ne de tutunacakları bir dal… O günden sonra yavru şempanze hem yağmuru sevmemeye hem de yağmurdan korkmaya başlamış. ( sence yağmur korkulacak bir şey mi?) o gün nehir kıyısına indiklerinde nehir çok uzak yerlerden değişik değişik malzemeler taşımaya başlamış ormana. Çünkü yağmur çok fazla yağınca nehirin suyu da çoğalmış. Su ormana, değişik ağaç dalları, yapraklar, sandallar taşımış. Bir gün yavru şempanze nehir kıyında dolanırken yeşil bir şey görmüş. Ne olduğunu anlayamamış. “oysaki annem ve babam bana her şeyi öğretmişti ama bunun ne olduğunu bilmiyorum” demiş kendi kendine. O an daha öğrenmesi gereken çok şey olduğunu anlamış. Hemen yeşil cismin yanına gitmiş. (cisim ne demek sence?)
-       - Merhaba benim adım yavru şempanze,senin adın ne? Diye sormuş merakla.
Bu cisim yeşil bir şemsiyeymiş. Şemsiye çok uzak yerlerden yağmurla birlikte buralara kadar sürüklenmiş.
-       -Merhaba benim adım da şemsiye. Ben bir uçaktan düştüm. Rüzgarlarda savruldum, yağmurlarda sürüklendim, buralara kadar geldim, deyivermiş.
Şemsiyenin ne demek olduğunu bilmeyen şempanze;
-      - Tanıştığımıza memnun oldum ama ben senin ne olduğunu bilmiyorum, seni ilk kez görüyorum, demiş.
Bunu duyan şemsiye çok şaşırmış;
-       - Neden? Sizin buralarda hiç yağmur yağmaz mı? Ben yağmur yağdığında kullanılırım. İnsanların beni başının üstünde tutarak ıslanmaktan kurtulurlar, demiş.
Yavru şempanzenin kafasında bir sürü soru birikmiş. İnsanlar kim? Neden ıslanmaktan korkuyorlar? Şemsiye onları neden koruyor? …
Yavru şempanze bunları düşünürken şemsiye tekrar konuşmaya başlamış;
-      - Yoksa sen hayatında hiç insan görmedin mi? Ben sana geldiğim yerle alakalı bir sürü şey anlatabilirim ama önce beni güzelce açıp kurutman lazım, demiş.
Yavru şempanze hemen şemsiyeyi alıp yaşadığı ağaca doğru yürümeye başlamış. Yolda şempanzeyi görenler şemsiyenin ne olduğunu çok merak etmiş. Yavru şempanze eve girer girmez anne ve babasına olan biteni anlatmış. Şemsiyeyi kuruttuktan sonra;
-       E anlat bakalım şemsiye, sen nereden geldin? Diye sormuş.
Şemsiye başlamış anlatmaya;
-       -Ben şehir denen çok büyük bir yerden geldim. Orada ağaçlardan ve hayvanlardan çok insan yaşar. Şehirlere yağmur pek yağmaz. İnsanlar bütün ağaçları kesti, ağaç olmayınca yağmur da yağmadı. Yağmur yağdığında ise insanlar kıyafetleri ıslanmasın diye şemsiyeleri yaptılar. Aslında hasta olmamak için şemsiye kullanmak gerekir. Özellikle çocuklar mutlaka yağmur yağınca şemsiye kullanmalıdır. Yoksa üstleri başları sırılsıklam olur ve hasta olurlar. Ben bir gün bir uçaktan aşağı düşüverdim. Bilmediğim bir yere geldim. Rüzgarlar beni uzak uzak yerlere savurdu. En son bir nehire düştüm. Sonra öyle çok yağmur yağdı ki; kendimi sizin ormanda buluverdim. İşte bütün hikayem bu, demiş.
Şemsiyenin anlattıkları heyecanla dinleyen şempanze şemsiye ile arkadaş olmuş.  Birlikte oyunlar oynamışlar. Yeşil şemsiye açılınca kocaman olmuş. Artık herkes yavru şempanzeye Şemsiyeli Şempanze demeye başlamış. Şemsiyeli şempanze o günden sonra her yağmur yağdığında şemsiyenin altına girmiş ve bir daha yağmurdan hiç korkmamış.
Günlerden bir gün Şemsiyeli Şempanze şemsiyesini açmaya çalışmış. Düğmesine basmış, bezinden çekiştirmiş, demirlerini kurcalamış ama bir türlü açmayı becerememiş. Ağlaya ağlaya babasının yanına gitmiş;
-       - Baba şemsiyem açılmıyor, uğraştım ama yapamadım, demiş.
Babası ağladığını görünce;
-       - Ağlayacak bir şey yok, ağlayarak derdini anlatırsan seni anlayamam, ağlamadan anlat o zaman bakalım birlikte neler yapabiliriz, demiş ve şemsiyeyi eline almış.
Şemsiyeyi eline alan baba şempanze sağına soluna bakmış. Meğer şemsiyenin demirleri küflendiği için yavru şempanze onu açamamış.(küflenmek ne demek?) Hemen şemsiyeli şempanze ile birlikte ormanda küf gideren ağaç yaprağı aramaya başlamışlar. Ormanda yürümüşler yürümüşler en sonunda küf gideren ağaç yapraklarını bulmuşlar. Bir sürü küf gideren yaprak topladıktan sonra evlerine geri dönmüşler ve birlikte şemsiyenin demirlerini silmeye başlamışlar. Demirleri ovalamışlar ovalamışlar, demirler elmas gibi parlamaya başlamış.
-      - Al şimdi aç bakalım açılacak mı şemsiyen? Demiş babası.
Şemsiyeyi eline alan şemsiyeli şempanze heyecanla şemsiyeyi açmış. Pat! Diye açılıvermiş şemsiye.şemsiyeli şempanze o kadar mutlu olmuş ki; babasının boynuna sarılmış;
-       -Teşekkür ederim babacığım, bundan sonra sana derdimi ağlamadan anlatacağım, demiş.
Babası buna çok sevinmiş. 
O günden sonra şemsiyeli şempanze şemsiyesini yanından hiç ayırmamış ve eşyalarına her zaman çok iyi bakmış. Ormandaki bütün hayvanlar da şemsiyeli şempanzeyi örnek almışlar…

Derya Güneş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder