ŞEMSİYELİ ŞEMPANZE
( Masalın ilk betimleme kısmı buğulu, yavaş ve heyecanlandırıcı
bir ses tonu ile okunur)
Dünyanın çook çok uzak ülkelerinden birinde, Amazon adı
verilen yağmur ormanları varmış. Bu ormanlara 1 yıl içinde bir denizi
dolduracak kadar çok yağmur yağarmış. Amazon ormanları öylesine büyükmüş ki;
içine bir giren bir daha yolu bulup içinden çıkamazmış… Bu ormanın insan eli
değmemiş, kuytu bir köşesinde bir şempanze ailesi yaşarmış. ( insan eli
değmemiş ne demek? Peki kuytu ne demek?) Bu ailede anne şempanze, baba şempanze ve
yavru şempanze varmış. Şempanze ailesi bütün gün ağaçların dallarından oradan
oraya zıplar dururmuş. Ormanda buldukları yemişlerle beslenir, muzu da çok
severlermiş. Yavru şempanze çok meraklıymış. Her şeyi çok merak eder, sorular sorar,
her şeyi öğrenmek istermiş. Anne şempanze ve baba şempanze ise, yavru
şempanzenin her sorduğuna cevap verirmiş. Eğer anne ve baba şempanze, yavru
şempanzenin sorduğu soruyu bilmiyorsa hep birlikte araştırıp öğreniyorlarmış. Yavru
şempanze bu sayede o kadar fazla şey öğrenmiş ki; neredeyse dünyadaki her şeyi
bildiğini zanneder olmuş. Oysaki dünyada öğreneceği daha çok şey var değil mi…?
Günlerden bir gün çok yağmur yağmaya başlamış. Ee.. adı
üstünde yağmur ormanı. En çok yağmur burada yağar. O günkü yağmur öylesine
şiddetliymiş ki, ağaçların dalları kırılmış hatta ağaçlar devrilmiş. Karıncaların
yuvalarına, yılanların deliklerine su basmış… Yavru şempanze o gün ilk kez
yağmurdan korkmuş. ( sen yağmurdan korkar mısın?) Yağmur dindikten sonra anne
şempanze ve baba şempanze, yavru şempanzeyi alarak nehirin kıyısına yiyecek
aramaya inmişler. İnmişler inmesine ama yağmur her şeyi silip süpürmüş. Etrafta
ne yiyecek bir şey kalmış ne de tutunacakları bir dal… O günden sonra yavru
şempanze hem yağmuru sevmemeye hem de yağmurdan korkmaya başlamış. ( sence
yağmur korkulacak bir şey mi?) o gün nehir kıyısına indiklerinde nehir çok uzak
yerlerden değişik değişik malzemeler taşımaya başlamış ormana. Çünkü yağmur çok
fazla yağınca nehirin suyu da çoğalmış. Su ormana, değişik ağaç dalları,
yapraklar, sandallar taşımış. Bir gün yavru şempanze nehir kıyında dolanırken
yeşil bir şey görmüş. Ne olduğunu anlayamamış. “oysaki annem ve babam bana her
şeyi öğretmişti ama bunun ne olduğunu bilmiyorum” demiş kendi kendine. O an
daha öğrenmesi gereken çok şey olduğunu anlamış. Hemen yeşil cismin yanına
gitmiş. (cisim ne demek sence?)
- - Merhaba
benim adım yavru şempanze,senin adın ne? Diye sormuş merakla.
Bu cisim yeşil bir şemsiyeymiş. Şemsiye çok uzak
yerlerden yağmurla birlikte buralara kadar sürüklenmiş.
- -Merhaba
benim adım da şemsiye. Ben bir uçaktan düştüm. Rüzgarlarda savruldum,
yağmurlarda sürüklendim, buralara kadar geldim, deyivermiş.
Şemsiyenin ne demek olduğunu bilmeyen şempanze;
- - Tanıştığımıza
memnun oldum ama ben senin ne olduğunu bilmiyorum, seni ilk kez görüyorum,
demiş.
Bunu duyan şemsiye çok şaşırmış;
- - Neden?
Sizin buralarda hiç yağmur yağmaz mı? Ben yağmur yağdığında kullanılırım. İnsanların
beni başının üstünde tutarak ıslanmaktan kurtulurlar, demiş.
Yavru şempanzenin kafasında bir sürü soru birikmiş. İnsanlar
kim? Neden ıslanmaktan korkuyorlar? Şemsiye onları neden koruyor? …
Yavru şempanze bunları düşünürken şemsiye tekrar
konuşmaya başlamış;
- - Yoksa
sen hayatında hiç insan görmedin mi? Ben sana geldiğim yerle alakalı bir sürü
şey anlatabilirim ama önce beni güzelce açıp kurutman lazım, demiş.
Yavru şempanze hemen şemsiyeyi alıp yaşadığı ağaca doğru
yürümeye başlamış. Yolda şempanzeyi görenler şemsiyenin ne olduğunu çok merak
etmiş. Yavru şempanze eve girer girmez anne ve babasına olan biteni anlatmış. Şemsiyeyi
kuruttuktan sonra;
- E anlat
bakalım şemsiye, sen nereden geldin? Diye sormuş.
Şemsiye başlamış anlatmaya;
- -Ben şehir
denen çok büyük bir yerden geldim. Orada ağaçlardan ve hayvanlardan çok insan
yaşar. Şehirlere yağmur pek yağmaz. İnsanlar bütün ağaçları kesti, ağaç
olmayınca yağmur da yağmadı. Yağmur yağdığında ise insanlar kıyafetleri ıslanmasın
diye şemsiyeleri yaptılar. Aslında hasta olmamak için şemsiye kullanmak
gerekir. Özellikle çocuklar mutlaka yağmur yağınca şemsiye kullanmalıdır. Yoksa
üstleri başları sırılsıklam olur ve hasta olurlar. Ben bir gün bir uçaktan
aşağı düşüverdim. Bilmediğim bir yere geldim. Rüzgarlar beni uzak uzak yerlere
savurdu. En son bir nehire düştüm. Sonra öyle çok yağmur yağdı ki; kendimi
sizin ormanda buluverdim. İşte bütün hikayem bu, demiş.
Şemsiyenin anlattıkları heyecanla dinleyen şempanze
şemsiye ile arkadaş olmuş. Birlikte oyunlar
oynamışlar. Yeşil şemsiye açılınca kocaman olmuş. Artık herkes yavru şempanzeye
Şemsiyeli Şempanze demeye başlamış. Şemsiyeli şempanze o günden sonra her
yağmur yağdığında şemsiyenin altına girmiş ve bir daha yağmurdan hiç korkmamış.
Günlerden bir gün Şemsiyeli Şempanze şemsiyesini açmaya
çalışmış. Düğmesine basmış, bezinden çekiştirmiş, demirlerini kurcalamış ama
bir türlü açmayı becerememiş. Ağlaya ağlaya babasının yanına gitmiş;
- - Baba
şemsiyem açılmıyor, uğraştım ama yapamadım, demiş.
Babası ağladığını görünce;
- - Ağlayacak
bir şey yok, ağlayarak derdini anlatırsan seni anlayamam, ağlamadan anlat o
zaman bakalım birlikte neler yapabiliriz, demiş ve şemsiyeyi eline almış.
Şemsiyeyi eline alan baba şempanze sağına soluna bakmış. Meğer
şemsiyenin demirleri küflendiği için yavru şempanze onu açamamış.(küflenmek ne
demek?) Hemen şemsiyeli şempanze ile birlikte ormanda küf gideren ağaç yaprağı
aramaya başlamışlar. Ormanda yürümüşler yürümüşler en sonunda küf gideren ağaç
yapraklarını bulmuşlar. Bir sürü küf gideren yaprak topladıktan sonra evlerine
geri dönmüşler ve birlikte şemsiyenin demirlerini silmeye başlamışlar. Demirleri
ovalamışlar ovalamışlar, demirler elmas gibi parlamaya başlamış.
- - Al şimdi
aç bakalım açılacak mı şemsiyen? Demiş babası.
Şemsiyeyi eline alan şemsiyeli şempanze heyecanla
şemsiyeyi açmış. Pat! Diye açılıvermiş şemsiye.şemsiyeli şempanze o kadar mutlu
olmuş ki; babasının boynuna sarılmış;
- -Teşekkür
ederim babacığım, bundan sonra sana derdimi ağlamadan anlatacağım, demiş.
Babası buna çok sevinmiş.
O günden sonra şemsiyeli
şempanze şemsiyesini yanından hiç ayırmamış ve eşyalarına her zaman çok iyi
bakmış. Ormandaki bütün hayvanlar da şemsiyeli şempanzeyi örnek almışlar…
Derya Güneş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder