29 Eylül 2015 Salı

okula hazırlık



ÇOCUĞU SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE OKULA NASIL HAZIRLARIZ?
OKULA ALIŞMAZSA NELER YAPABİLİRİZ?
OKUL FOBİSİ NEDİR?
OKULA BAŞLAYAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALIDIR?

Artık koskoca yaz tatilinin sonuna geldik ve o heyecanlı gün geldi çattı... Ağlayan çocuklar, annesini bırakmak istemeyen çocuklar, okulda sudan çıkmış balığa dönen minikler... 

Anneler bazen fark etmeden çocuğu kendine bağımlı yapabilir ve çocuk okulda annesini bırakmak istemeyebilir. Peki bu geri dönüşü olmayan bir yol mudur veya geri dönüşü nasıl olur?... Öncelikle okul fobisi nedir, bundan bahsedelim.
Okul fobisi; çocuğun kişiliğinin şekillendiği ilk 3 yaşta annesinden hiç ayrılmayarak veya kısmen ayrılarak,eve ve aileye bağımlı hale gelip, kendini güvensiz hissettiği okul ortamında alışma zorluğu yaşaması ve okuldan korkmasıdır.
Okul fobisi genellikle ailenin yanlış tutumu sonucu veya çocuğun içine kapanık, sönük kişiliğinden kaynaklanır.

OKUL FOBİSİNİN HİÇ OLUŞMAMASI VEYA MİNİMUM SEVİYELERDE OLMASI İÇİN;
  • Çocuğu küçük yaştan itibaren kalemlerle, boyalarla, defterlerle tanıştırın.
  • Çocuğa yatmadan önce masal okuma alışkanlığı edinin ve çocuğa "okula başlayınca okumayı öğreneceksin, o zaman her şeyi kendin okuyabileceksin" gibi heveslendirici cümleler kurun.
  • Çocuğu asla okulla tehdit etmeyin (Bak şımarmaya devam edersen seni okula yollarım...) Bunu kesinlikle yapmayın.
  • Çocuğu öğretmenle korkutmayın ( sen şimdi şımarıyorsun bakalım öğretmeninin yanında da şımarabilecek misin! )
  • Okula başlamadan önce 2 yaş civarlarında çocuklarınızı atölyelerle, oyun grupları ile tanıştırın.
  • Çocuğunuzun arkadaş edinebilme becerilerini geliştirin.
  • Çocuğunuza bağımsız hareket edebilme yetisi ve öz bakım becerilerini erken yaşta kazandırın ki; okula bıraktığınızda ne yapacağını bilmez halde ağlamasın.
  • Okulu daima güzel bir ödül olarak sunun çocuğa.
  • Okul zamanı yaklaştıkça oyuncak istediği zamanlar "bu oyuncağı almamıza gerek yok, bu ve bunun çok daha fazlası ve güzeli okulda var, okulda istediğin kadar oynayabilirsin" diyerek çocuğu okula heveslendirin.
  • İnsanların yanında sürekli "şimdi bol bol oynasın da nasılsa okula başlayınca derslerden başını kaldıramayacak, oyunlar oynayamayacak!" tarzı cümleler kurmaktan çekinin...

ÇOCUĞU OKULA DOĞRU BİR ŞEKİLDE HAZIRLAMAK




Okul fobisinin oluşmaması için yapılacak şeyler uygulandıktan sonra sıra geldi çocuğun okula hazırlık dönemine. Artık ilkokula veya ana sınıfına başlıyor. 
  • Çocuğun eşyalarını, kıyafetlerini birlikte alın.
  • Okula başlayacağı için ona küçük bir ödül vermenizde sakınca yoktur (Ancak bu ödülün tek sefere mahsus olduğunu ve özellikle okula başlama hediyesi olduğunu belirtmeniz gerekiyor, aksi takdirde okula gittiği her gün sizden hediye isteyebilir)
  • Çocuğun okul eşyalarını kendisinin seçmesine izin verin.
  • Okula hazırlık, eşya alma, kayıt, öğretmenle tanışma dönemlerinin eğlenceli geçmesine zemin hazırlayın.
  • Çocuğun okula gitmesinin onu terk etmek olmadığını henüz bunun farkında değilken anlatmaya çalışmayın. Aksi takdirde " annem böyle söylüyor, demek ki beni terk etmek gibi bir olasılık var" algısını yerleştirmiş olursunuz.
  • Öğretmenle önceden tanışmak, çocukta olumlu bir etki bırakabilir.
  • Okula başlamadan önce sınıfı gezdirmek, öğretmenle iyi ve güler yüzlü bir iletişim kurmak çocuğun korkularını azaltacaktır.
  • Çocuk henüz okula başlamadan önce " ben okula gitmeyeceğim" diye ağlıyorsa onu saatlerce ikna etmeye çalışmayın. Okulun güzel bir yer olduğunu, okulu, öğretmenini, arkadaşlarını çok seveceğini, okulda çok eğleneceğini ve çok şey öğreneceğini anlatın. Ayrıca "istese de istemese de okula gitmek zorunda olduğunu, inatlaşmadan, sakin, yaşına uygun şekilde ve kızmadan belirtin. Gerisi için tepkisiz kalın çünkü o sizi sürekli gitmemek için ikna etmeye çalışacaktır.
  • Okula gitmezse yaşayacağı kayıpları anlatmayın ( bak okula gitmezsen bütün arkadaşların okumayı öğrenir, sen öğrenemezsin! ) Gitmezse yaşayacağı kayıpları değil, giderse kazanacağı şeyleri anlatın.

VE OKUL GÜNÜ GELDİ ÇATTI...



1.   Evde eğlenceli bir hava yaratın.
2.   Öncelikle anne baba olarak siz sakin olun.
3.   Mümkünse babanın ilk gün izin alıp çocuğa eşlik etmesini sağlayın.
4.   Öğretmeninizle kısa bir sohbet ederek çocuğun gerginliğini atın.
5.   Çocuğa asla ama asla dramatik, üzgün, endişeli gözlerle bakmayın.
6.   İlk gün onu sınıf dışında bekleyin ve istediği zaman bugünlük sizi görebileceğini söyleyin.
7.   Eğer sizi bırakıp sınıfa girmek istemezse öğretmene atmak yerine, sakince ikna etmeye çalışın, asıl korkusunu anlamaya çalışın. muhtemelen sizi bırakmak asıl korkusu olacaktır. Onu beklediğinizi ve eve beraber gideceğinizi, bugün sadece arkadaşları ve öğretmeni ile tanışma günü olduğunu söyleyin.
8.   İlk gün kesinlikle çocukla inatlaşıp kavga etmeyin.
9.   Çocuğu ilk günden okula bırakıp gitmeyin.
10.               İlk 1 hafta için 1,1,2,2,3 saatten fazla okulda tutmayın. (pazartesi 1 saat, salı 1 saat, çarşamba perşembe 2şer saat ve cuma 3 saat) kademeli şekilde okulda kalma saatini arttırın. (genellikle ilk 1 hafta yalnızca 1 saat tutarlar özellikle ana sınıfında, buna uyun)
11.               "Sen okuldayken ben sadece kardeşinle ilgileneceğim ya da sen okuldayken biz çok eğleneceğiz" havası yaratmayın.
12.               Tam tersi "sensiz çok üzüleceğim,evde seni bekleyeceğim" havası da yaratmayın. 
13.               İlk günden çocuğunuzu okula bırakıp gitmeyin.
14.               Çocuğa kesinlikle "sen şimdi gir sınıfa ben seni burada bekleyeceğim" gibi yalanlar söylemeyin. Bunu söylüyorsanız onu gerçekten bekleyin ki güveni kırılmasın, korkuları artmasın.
15.               Her çocuğun okula alışma süresi yaşadığı sosyal ortam, sosyo-ekonomik seviye, kişilik gibi özelliklerden dolayı farklıdır. Çocuğunuzu asla başkaları ile kıyaslamayın! ( bak şu çocuk bile hiç ağlıyor mu!)
16.               İlk bir hafta çocuğu okula bırakırken dramatik veda sahneleri yaratmayın. İlla ki "gel öpeyim, hadi bir kez sarıl da git, tamam hadi son kez öp öyle gir sınıfa..." bunlar yalnızca çocuğun sizden kopmamak için direnmesine sebep olur.
17.               Öğretmenin yanına gidip daha ilk günden " benim çocuğumun şuna alerjisi var, aman çok hassastır, aman benimkine dikkat edin, aman benimki ağlıyor özel ilgi gösterin..." tarzı şeyler söylemeyin. İlk gün öğretmen bunlara "tamam" deyip geçse de değil bunlar, çocuğunuzun adı bile aklında kalmayacaktır. O gün hem sizlerle, hem çocuklarınızla tanışan, hem ağlayan çocuklarla uğraşan, hem kendini tanıtmaya ve çocuklarınıza kendini sevdirmeye çalışan öğretmene karşı anlayışlı ve sabırlı olun.
18.               İlk gün siz yalnızca tek bir çocuğunuzla ilgilenirken öğretmeninizin minimum 10 tane çocukla ilgilendiğini ve bunun kolay olmadığını hem çocuğunuza hem kendinize telkin edin. Öğretmeniniz zaten sizinle ilgilenmeye çalışacaktır.
19.               Çocuğu okuldan söz verdiğiniz zaman alın.
20.               Ağladı diye okuldan alıp eve getirirseniz, her gün daha fazla ağlamaya başlayacaktır. Öğretmeninizle işbirliği yapın ve ağladığı zaman çocuğu eve götürmek yerine okulda kalıp, sizi ara sıra görmesini sağlayın.
21.               3. günden sonra kesinlikle sınıfa girmeyin. Siz sınıfa girdikçe sizden kopması zorlaşacak ve bütün çocuklar sınıfta annesini isteyecektir. Bu sebeple de hem öğretmenin işi zorlaşacak hem de çocuklarınızın eğitime başlama zamanı gecikecek, süreç zorlaşacaktır.
22.               Çocuğunuzla ilk gün eve gittikten sonra arkadaşları, sınıfı ve öğretmeni hakkında olumlu ve yapıcı bir şekilde sohbet edin.
23.               Sınıfınızın fiziki şartları iyi olmayabilir, oyuncaklarınız, dolaplarınız eski olabilir, bunlar çok normaldir. Kesinlikle çocuğunuzun yanında " ne biçim sınıf, dolaplar çok eski" vs diye şikayet etmeyin. 
24.               Normal bir çocuk en geç 1 hafta içerisinde okula alışır. Eğer çocuğunuz ilk hafta okula alışamadıysa çocukla öğretmenin ilgilenmesini isteyin. 2.hafta hala alışamadıysa kendinizi sorgulayın( öğretmenin dediklerini yapmıyor muyum, yanlış mı davranıyorum, fark etmeden çocuğu kendime bağımlı hale mi getiriyorum...) Eğer çocuk 1 ay geçmiş ve hala okula alışamamışsa öğretmeninizle görüşüp çocuğu bir psikolojik danışmana veya pedagoğa götürün.
25.               Siz yokken çocuğunuz açlıktan, soğuktan donarak ya da sıcaktan terleyerek ölmez endişelenmeyin :) Eğitimciler; siz yokken çocuğunuzun kendi kendine yetebilmesi için eğitim almıştır ve emin olun siz yokken de onlar gayet mutlu olabilirler, kendilerini koruyabilirler ve kendilerine yetebilirler :) Siz rahat olun ki, çocuğunuz da rahat olsun.
26.               Çocuğunuz artık bir bebek değil, büyüyor ve bir birey oluyor. Bunun farkına verin ve çocuğunuza bebek gibi davranmayın. ( Biliyoruz ki onlar 50 yaşına da gelse hep sizin bebeğiniz ama bırakın birazcık da yetişkin olmayı, sorumluluk almayı tatsınlar :> )
27.               Okul zamanı çocuğunuzun iştahı kesilebilir, inatçılık etme oranı artabilir, aşırı öfkeli olabilir ve hiç beklemediğiniz alışkanlıklar edinebilir. Bunların hepsi çok normal ve gelip geçici süreçlerdir. 
28.               Mutlu olun. Çocuğunuz artık daha sosyal, daha bilgili, daha girişken, daha konuşkan bir çocuk olacak :)
VELİ - ÖĞRETMEN İLİŞKİSİ

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh4vXHkNJ7auv5p_egcGU0p02mbOhUSzJ6qumbEm0q6zjdVrotrfcbtEUAVlg6lHUUYG9b2wzuLXAEdxtdU_M1lWx8mRhGirBLjA5tb43psdg8CyoLlTCmPJofejI51AG5Axp38C1IFlYP0/s1600/imagesqjkd8pd1-B3A2-1901-BD3F.jpg


Öğretmenle sağlıklı ilişkiler kurmak her zaman çocuğunuza ve size olumlu katkılar sağlar.
Öğretmeni ile annesinin arasının iyi olduğunu bilen çocuk okula da gitmekten korkmaz.
Öğretmeninizin verdiği formları ve resmi evrakları kurşun kalemle değil mavi tükenmez veya pilot kalemle eksiksiz ve net bir şekilde doldurun. Bu evraklar çocuğunuz hakkında yetkililere tam bilgi verir.
Öğretmen sizin arkadaşınız değildir ancak size arkadaşınız kadar yakın olmalı, evinizin okula uzaklığını, evinizde kaç kişi yaşadığınızı, evde çocuğun odası olup olmadığını, çocuğun kaç kardeş olduğunu, maddi durumunuzu, babanın çocuğa karşı tutumunu, hastalıklarını, alerjilerini bilmek zorundadır. Ancak bu şekilde çocuğunuza sağlıklı bir eğitim verebilir. Örneğin daha önce 3 yıl kreş, ana okuluna gitmiş bir çocuğa maviyi, pembeyi öğretmeye ya da sosyo ekonomik seviyesi düşük bir yerde Fransızca eğitim vermeye çalışmaz. Uygun eğitim her zaman doğru sonuçlar verir.
Öğretmeninizin ne giydiği, saçının ne renk olduğu, ne taktığı ile ilgilenmek yerine verdiği eğitimin kalitesi ve doğruluğu ile ilgilenin. 
Öğretmeninize ne olursa olsun akıl vermeye çalışmayın. Nasıl ki öğretmeniniz size evinizi nasıl temizlemeniz gerektiği ile ilgili akıl vermiyorsa siz de ona işi ile alakalı akıl vermeyin. O zaten işini bildiği için o sınıfta.
Öğretmeninizle fikir alışverişi yapmak akıl vermek değildir. Düşüncelerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.
Öğretmeniniz belli bir müfredatı uygulamak zorundadır. Ondan zorla farklı şeyler öğretmesini istemeyin.
Öğretmeniniz yeri gelecek, çocuğunuzu sizden iyi tanıyacak, onun söylediklerine kulak asın.

HERKESE KOLAY GELSİN :)
DERYA GÜNEŞ
OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENİ
















1 yorum: